15 Şubat 2010 Pazartesi
KARTMİN VE ARAB KÖYLERINDE BAYRAM
Bayramlar, vakfe (arife) günü başlar. Evler boyanır,(ıy bayzuvn) havalandırılır. Eşyalar temizlenir yıkanılır. Vakfe gelince (vakfıt ıl meytin-vakfıt taybıyn)birinci vakfede yardımlar yapılır, yemekler dağıtılır. Sadakalar verilir. İkinci vakfede mezarlara ziyaretler yapılır. Kur’an-ı Kerim okunur.
Ölülerin ruhları için çocuklar şekerle sevindirilir. İşte çocuklar için bayramın ilk günü bu gündür. Bütün çocuklar mezarlıkların yollarını tutarlar. Koşuşturmalar, heyecanlar içinde şeker kapma yarışı akşama kadar devam eder.
Akşam, çocuklar yeni giysileri ile oynar, okşar ve yeni elbiselerine sarılıp öylece yatarlar. Köyde, bayram sabahı erken kalkılır. Avlular ve kapı önleri süpürülür. Anneler, nineler sabah namazından sonra yemek hazırlıklarına başlarlar. Banyolar yapılır. Bayramlık elbiseler giyilir. Sabah namazından sonra kabir ziyaretine gidilir. Önce merhumlarımızla (atalarımızla) bayramlaşılır. Sonra bayram namazı için camiye gidilir. Bayram namazından sonra tüm köylüler cami içinde bayramlaşır. O sırada cami avlusunda bekleşen küçük çocuklar büyüklerin camiden çıkmasını dört gözle bekler.
Büyüklerin camiden çıkışı ile birlikte küçükler köy içine dağılır ve bayramlaşma ziyaretleri başlar. Erkekler gruplar halinde tüm köyü gezer ve bayramlaşır. Sonra aileleri ve komşularıyla bayramlaşır. Akraba ziyaretleri de genellikle ikindiye doğru ailece yapılır. Bayramlaşmaya gelenler “İyd lımbarık ‘aleykın” sözüyle ev sahiplerini selamlar. Ev sahipleri ‘aleykın û ‘ele uvletkın û ‘ele kımıllılıkın” deyip gelenleri içeriye buyur edeler.
İçeriye girenler, sabahtan hazırlanmış sofrada bulunan; bulgur pilavı veya pirinç pilavı, sulu patates, metfuvnê, taze et veya dırmala eti, tavuk eti, rışte, kuru fasulye, lebeniye, mehlebiyyi (sütlaç), mışmışıyyi (kayısı hoşafı), bulgur üstüne kızartılmış tereyağlı yumurta ve taze ekmekten yer. Yemek istemeyenlere çay veya kahve ile birlikte şeker ve kolonya ikram edilir. İçeriye girmeyenlere de şeker, lokum ve kolonya ikram edilir. Hazırlanan yemekler mevsimlere göre değişir. Sofra bayramlaşma bitene kadar yerde kalır. Eskiden dedelerimiz bayram sofralarından yemek için yanlarında kaşıklarını taşırlarmış. Zira eskiden herkese yetecek kadar kaşık bulunmazdı.
Ziyaretçiler ayrılırken ev sahibine “halef alla aleykın” derler. Ev sahibi de “ehlen ve sehlen, ıt ‘ayduvn hel ‘iyd û kıl ‘iyd” diyerek uğurlar.
Gençler öğleden sonra ikindiye doğru Half ır ras’a (köyün arka tarafına) giderler. Kızlı erkekli oyunlar oynanır eğlenilinir.
ARABİ / MAHALMİ KÜLTÜRÜNDEN İLGİNÇ BAYRAM GELENEKLERİ
Bazı Mahalmi köylerinde bayramın ilk gününde; komşu iki köy gençleri iki köyün arasındaki bir yerde karşı karşıya gelerek taşlaşırlar. Yani birbirlerine taş atarlar. Bu taşlamalarda çoğu kez bir çok kişinin başı kırılır veya muhtelif yerlerinden yaralanır. Taşlaşma bir tarafın pes edip geri çekilmesine kadar sürer. Geri çekilen taraf, bir sonraki bayramda intikam alacaklarına dair yemin ederek ayrılırlar. Bu gelenek özellikle Ebşe (Şenköy)- Kındeyrib (Söğütlü) ve Keferhuvar (Gelinkaya)- Riş (Düzova) köylüleri arasında yaşanırdı.
Artık pek az rastlanan bir bayram geleneği de bayramdan bir iki gün önce ellere kına yakılmasıdır.
Bazı köylerde de halen süren, gençlerin bayram günü ikindiye doğru köyün bir tarafında özellikle ağaçlık alanlarda bir araya gelip eğlendikleri, halk oyunları oynadıkları, karşılıklı maniler söyledikleri, sevdalıların sevdikleriyle hasret giderdikleri gelenektir. Bu gelenek Şorızbah (Çavuşlu) beldesinde hala sürmektedir.
Bazı Arap köylerinde özellikle Teffe (İçören) köyünde bayram ikramı olarak gelenlere özellikle çocuklara verilen sigara ilginç bir gelenektir. Bu geleneğin bir an önce terk edilmesini umuyoruz.
Son birkaç yıldır yaygınlaşan bir gelenekte komşu köyler arasında yapılan futbol maçlarıdır. Maçlar genellikle bayramın ilk günü ikindi vaktinde oynanır. Bu futbol karşılaşmalarının, taşlaşma karşılaşmalarına alternatif oluşturduğu kanaatini taşıyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder